Roger Waters Pros And Cons Söyleşisi 1984

Sevgili dostumuz Cemal Bengüdeniz’e bir heves geldi ve Waters – Gilmour cephesinden geçmişe ait çok kıymetli söyleşilerin önemli bir bölümünü sizler için çevirdi.
Aşağıda Pros And Cons albümü yayınlandıktan sonra BBC’ye verdiği söyleşinin çevirisini ve orijinal kaydı bulacaksınız. Tekrar teşekkürler Cemal.

Richard Skinner: Ben Richard Skinner ve bu programda Roger Waters ile yeni solo kariyeri hakkında konuşup yeni albümü The Pros and Cons of Hitch Hiking’den parçalar çalacağım. Bir adamın huzursuz uykusu sırasındaki rüyaları ve kabusları üzerine temellendirilmiş bir konsepte sahip bir album bu. Albümün açılış bölümü Eric Clapton’ın kolay tanınan gitarlarını içeriyor. The Wall gibi bir albümü üreten Roger Waters’dan bekleneceği üzere kendisi albümü müthiş bir sahne gösterisine çevirmiş ve Nick Roeg tarafından yönetilip Gerald Scarfe tarafından çizilen bir film sunmuş durumda. Bu söyleşi için Roger Waters’ın güneybatı Londra’daki evine geldim ve Pink Floyd konuşarak başladık.. Grup neden paydos kararı aldı?

Roger Waters: Pink Floyd resmi olarak bitmiş durumda. Neden artık beraber çalışmayacağız? Çünkü sanırım artık eğlenceli değil. Bazı detaylandıramayacağım politik problemlerimiz var.

Richard Skinner: Kişisel problemlerden ziyada politik problemler mi var yani?

Roger Waters: Politika da insanlar hakkında değil mi Richard? Kişisel veya politik.. artık ne isim vereceğine sen karar ver. 

Richard Skinner: Ve artık Roger Waters ismi altında çalışmak daha mı mantıklı geliyor?

Roger Waters: Pek öyle sayılmaz. Bu albümü The Wall ile aynı zamanda yazdım ve ben bir şeyler yazdığım zaman ilk önce kendi başıma onun bir demosunu yapıyorum sonrasında ise başka müzisyenler projeye dahil oluyorlar. Hem The Wall’ın hem de Pros’un birer demolarını yaptım ve çocuklara (Burada diğer Floyd üyelerine “Chaps” şeklinde hitap ediyor ki yıllardır özellikle bu terimi kullanıyor) bu iki projeyi de dinletip, bunlardan birini grup olarak diğerini de solo olarak yapmak istediğimi söyledim ve seçimi onlara bıraktım. 

Richard Skinner: The Wall’ı seçtiler?

Roger Waters: O zamandan beri Pros solo proje olarak yapılmak üzere kenarda duruyordu. Pros’u yapmak istemediler çünkü The Wall’dan bile daha kişisel buldular ve solo olarak bunu benim yapmamın daha iyi olacağını düşündüler.

Richard Skinner: Solo bir albüm çıkarmak için neden bu kadar bekledin? Diğerleri 10 sene kadar önce çıkarmışlardı.

Roger Waters: Aslında solo yapıyordum ama Pink Floyd adı altında gittiler ve bu isim altında albüm çıkarmak hepimiz için çok güvenli bir seçenek. Tehlikeli dış dünyaya adım atmak her daim büyük bir mücadele. (Bu sözünden anlaşılıyor ki Roger’ın bazı Floyd albümlerini solo olarak değil de grup olarak çıkarması aslında kendi ticari kaygılarının da bir sonucu)

Richard Skinner: Bu albüm diğer Pink Floyd albümleri kadar komplike ve iddialı. Roger’a soruyorum bu albüm ne hakkında?

Roger Waters: Karısıyla yatakta olan bir adamın ansızın bir kabustan uyanması, karısı tarafından tekrar uykuya daldırılıp sonrasında gördüğü rüyada; kıta avrupasında araba kullanması ve kırmızı ayakkabılı bir kadın ile tanışıp onu baştan çıkarmaya çalışması, şehvetini ele geçirmiş olan bilinç altı korkuları tarafından esir alınması..Bütün bunlar olduğu sırasında aslında bu adamın bilinç altı iki farklı durumu artıları ve eksileri ile tartıya koyuyor; birincisi bir kadın ile bir aile hayatı ikincisi ise tam tersi olan vahşi bir bekar hayatı. (the call of the wild şeklinde söylüyor). Albümün sonunda ise uykudan uyanıyor ve olduğu yerde mutlu olduğu sonucuna varıyor.

Richard Skinner: Aslında bunlara her erkeğin kafasından geçen şeyler diyebiliriz.

Roger Waters: Bu insan yaratılışının en büyük paradokslarından biri. Bir yanda erkeklerin umutları ve hedefleri öte yanda kadınların umutları ve hedefleri var. Erkek dış dünyaya açılıp üremek için yapabileceği her şeyi yapmak üzerine dizayn edilmiş iken kadın ise benim sınırlı tecrübelerime göre, çocuklarını koruyabileceği bir yuva kurup avcıyı mümkünse bu yuvada tutmak ve onu kendileri için avlandırmaya teşvik etmek üzerine. Bunları söylediğim için bir sürü kadın ve hatta erkekler tarafından eleştirilebilirim ama ne yapayım?

Richard Skinner: Bütün bu otostopçu konseptinin sebep olduğu yaygara ve rahatsızlıktan biraz bahsedelim mi? Albüm kapağının seksist olduğunu yönünde eleştirileri duymuşsundur. 

Roger Waters: Kapak fotografına gelen tepkilere şaşırdığımı söyleyemem. 

Richard Skinner: Neden öyle bir fotoğraf seçtin?

Roger Waters: Benim seksüel bir fantezimi temsil ediyor, ek olarak fotoğrafı da rüyasal (dreamlike) olduğu için sevdim. 

Richard Skinner: Bir sürü kız bu albümün posterlerini yırttı.

Roger Waters: Bu seksist meselesine anlayabilmiş değilim, sen bana anlatırsan çok memnun olacağım.

Richard Skinner: Posterleri yırtanlardan biri ben değilim.

Roger Waters: Buradaki bağlamda kullanılan seksist kelimesinin ne anlama geldiğini gerçekten anlayabilmiş değilim. Seksizm ile ırkçılık aynı şey mi mesela? Siyahi olduğun için bir işe alınmaman ile ilgili olan ırkçılığı anlayabiliyorum.

Richard Skinner: Herhangi bir şeyin tanıtımını yapmak için kadın imajını kullanıyorsan bu seksizmdir.

Roger Waters: Çok saçma. Bir şeyin tanıtımını yapmak için başka bir insan figürünün kullanılmasına da karşılar mı? Satış yapmak için erkek figürünün de kullanılmasına karşılar mı? Veya köpek resimlerinin veya baska herhangi bir şeyin.. Veya seksüel bir çağrışıma mı karşılar? Öyle ise sigara içen bir erkeğin bir kadına çekici gelmesi mi yoksa bir erkeğin kendisi hakkındaki cinsel hisleri mi yanlış olan? Gerçekten anlamıyorum; doğru bir cevap verebilmem için bu eleştirleri yapanların buraya gelip karşıma oturmaları ve bana bir açıklama yapmaları lazım önce. 

Richard Skinner: Bu albüm için bir araya getirdiğin müthiş müzisyenlerden bahselim. Eric Clapton mesela. Neden bu müzisyenleri seçtin ve onları getirmek zor oldu mu?

Roger Waters: Olmadı. Andy Newmark’ın hep bir hayranı olmuşumdur. Zaten başka bir çok kişi ile çalıştı ve The Final Cut’da da bir parçada kendisi var; Two Suns In The Sunset. Bu albümü yapacağım zaman aklıma ilk gelen kişi kendisi oldu. Eric ise; bu albümü yaparken gitarist olarak kimi kullanacağım konusunda çok düşündüm ve kendisi hep aslında beynimin bir köşesinde vardı ama bir türlü gidip soramıyordum.

Richard Skinner: Çünkü o Eric Clapton diye mi?

Roger Waters: Aynen öyle. En sonunda karım Carolyne onu ara diye beni ikna etti ben de aradım. Eric de çok ilgilenerek yaklaştı ve gelip demoları dinledi.

Richard Skinner: Eric zaten çok yaklaşılabilir biri. Halktan biri. Sıradan biri gibi.

Roger Waters: Öyle ama gitar çalışı hiç sıradan biri gibi değil. Dün Gerald Scarfe ile Eric Clapton’un gitar çalış tarzı üzerine konuşuyorduk; kesinlik (precision) var çalışında. Teknik olarak zaten muazzam.

Richard Skinner: Ve hala kendisini sıradan bir gitarist olarak görüyor. Yeteneği konusunda çok alçakgönüllü.

Roger Waters: Biraz Gerald Scarfe gibi aslında çünkü onun da muazzam çizim yetenekleri var.

Richard Skinner: Eric ile çalışırken ne kadar alan bırakıyorsun ona? Yine senin dediklerin mi oluyor?

Roger Waters: Benim dediklerimi oluyor zaten Eric projeye dahil olduğu zaman ilk bana söylediği şey bunun benim albümüm olduğu ve patronun ben olduğumdu.

Richard Skinner: Albüm yaparken genel trendleri ve modayı takip ediyor musun?

Roger Waters: Etmiyorum, zaten albüm yapmak başlı başına zor bir iş. Benim dikkat ettiğim tek şey aklımdaki konseptin ana hissiyatını yakalayıp yakalayamamak konusu. Benim yaptığım şey hissetiğim şeyleri müzik yoluyla başka insanlara aktarmaya çalışmak. 

Richard Skinner: Pop müzik hakkında ne düşünüyorsun?

Roger Waters: Bazıları iyi bazıları berbat. Benim onayladığım şekilde müzik yapan 1-2 İngiliz grup var. İnsancıl olarak yani. (Humanly). Zaten ben müziği sadece radyoda dinliyorum, radyoyu da sadece arabada dinliyorum.. Bunun dışında başka yerde müzik dinlemiyorum ama bazen gidip albüm aldıklarım da oluyor ama onları da arabada dinliyorum. Bu video promo filmlerden, Duran Duran’dan falan nefret ediyorum. Satış meselesi içeriğin önüne geçiyor; içeriğin önemi gittikçe azalıyor ve satışın önemi gittikçe artıyor. 

Richard Skinner: Sen biraz gönülsüz bir superstar gibisin ve bu çok nadir bir durum. Neden? (Medya ile neden az konuşuyorsun sorusu soruluyor)

Roger Waters: Dürüst olmak gerekirse şu ana kadar pek ihtiyacım olmadı. Şu an ise sahneye çıktığımda boş koltuklar görme korkusu yaşıyorum. 

Görüşmenin tamamı:

Okan hakkında

PinkFloydTurk.Net admini, Floyd fanı, müziksever, eski ses mühendisi, amatör astrofotoğrafçı.

21 Ağustos 2021 tarihinde Haberler içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin. Yorum yapın.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: