Roger Waters The Wall 1979 söyleşisi

Birinci ağızdan The Wall albümünü parça parça ne hakkında olduğunu bir bir anlatmış. Bazı noktaları çevirerek burada sıraladım ama bu çok değerli roportajı zaman ayırıp bastan sona dinleyin. (Cemal Bengüdeniz)

-The Wall fikri özellikle büyük kalabalıklara stadyumlarda konser verdiğimiz son bir kaç sene olmak üzere 10 senelik turların sonucunda ortaya çıktı. Bizi izlemeye gelenler bir kısmı gerçekten bizi dinlemeye gelen eski seyircilerimizdi ama çoğunluğu sadece bira içmeye geliyorlardı ve bu bizim için oldukça soyutlayıcı bir tecrübe oluyordu; sonuç olarak kendimiz ve bunlarla aramıza bir duvar örme fikri ortaya çıktı. Bu albüm (The Wall) bu hislerimizin bir dışa vurumu. Hikaye biraz canlı bir konser durumu ile alakalı ve albüm canlı bir konser olarak başlıyor ve sonrasında karakterin geçmişine geçiş yapılıyor.

– 77 sonbaharında o sene yaptığımız turu bitirdiğimiz zaman The Wall’u yazmaya başladım, kendi başıma çalışarak 90 dakkalık bir demo üretmem ortalama 1 senemi aldı, sonrasında grup üyelerine bu demoyu çaldım ve 78 Nisan’ı gibi demo üzerinde beraber çalışmaya başladık.

– Açılış parçasının ismi olan In The Flesh bir önceki turumuzun ismine bir gönderme. Bu parçanın sonunda bomba sesleri duymaya başlıyorsunuz ve bu noktada flashback başlıyor ve bir hikaye anlatmaya başlıyoruz, burada benim jenerasyonum olan savaş bebeklerine bir gönderme var. (Nazi’lerin ucaklarla Ingiltere’yi bombaladığı The Blitz olarak bilinen 40-41 dönemi)

– Mother’daki annede bir çok annenin olduğu gibi aşırı korumacı bir anne var. Eğer annelere bir eleştiri yöneltilebilirse bu onların uzun süreli ve aşırı korumacı olduğu olurdu ama şarkıda geçen bir iki kelime kendisine uysa da benim annem böyle değildi.

– Young Lust bana yıllar önce kaydettiğimiz The Nile Song’u hatırlatıyor; iki parçayı çok benzer buluyorum ve David de benzer şekillerde söylüyor ve David’ın Young Lust’ı müthiş söylediğini düşünüyorum.

– Hikayenin önemli bir kısmı benim başımdan geçen olaylardan ilham almış olsa da bu bir otobiyografi değil. Bir kısmı benim ama büyük bir kısmı da benim gözlemlerim.

– Dışarı dünya ile tekrar temas kurma tesebbusu olan Hey You’yu konseptinden dolayı albümde herhangi başka bir yere de koyabilirdik. Parçadaki “Worms” kelimesi benim kişisel olarak çürümemi temsil ediyor.

– Bütün albümdeki merkez parça Bring The Boys Back Home. Çünkü hem birilerini savaşa gönderip öldürülmelerine müsade etmemek hem de yaptığınız iş ne olursa olsun bu yaptığınızın işin sevdiklerinizin, ailenizin ve arkadaşlarınızın önüne geçmesine yine müsade etmemek üzerine.

– Come on it’s time to go sesi duyulduğu zamanki olay; karakteri konser vermeye götürmek üzere almaya gelmeleri ve yanlış bir şeyler olduğunu düşünüp doktor getirilmesi. Comfortably Numb da  bu doktor ile olan yüzleşmeyi anlatıyor.

– Waiting for the worms’da seyirciler “Hammer” diye bağırıyorlar. Burada Hammer’ı (Çekiç) bir baskı sembolü olarak kullandık.

Okan hakkında

PinkFloydTurk.Net admini, Floyd fanı, müziksever, eski ses mühendisi, amatör astrofotoğrafçı.

21 Ağustos 2021 tarihinde Haberler, Merak Edilenler, Roger Waters Dönemi içinde yayınlandı ve , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin. Yorum yapın.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: