High Hopes Türkçe Sözleri

Yüksek Umutlar

Bulunduğumuz yerin ufkunun ötesinde yaşıyorduk gençken

Cazibelerin ve mucizelerin dünyasında
Düşüncelerimiz başı boş geziniyordu durmaksızın ve sınır tanımada
Çalmaya başladı ayrım çanı

Uzun Yol boyunca ve geçit’ten aşağıya doğru
Hala buluşuyorlar mı Kanal’da
Gürültücü bir grup vardı izimizden gelen
Zamanın önünde koşarak alıp götürdü düşlerimizi
Geride sayısız küçük yaratığı, bizi bağlamaya çalışan yeryüzüne
Ağır ağır çürüyerek tükenen bir yaşama

Çimler daha yeşildi
Işık daha parlaktı
Dostlarla çevrili
Harika geceler

Ötesine bakıyoruz geride bıraktığımız köprülerin kızaran korlannın
Bir an için gözümüze ilişiyor ne kadar yeşil olduğu öte yanın
İleriye atıyoruz adımlanmızı fakat düşlerimizde gerisin geri dönüyo
Sürüklenerek gücü ile içimizdeki bir gelgitin

Daha yükseklerde açılmış bayrak ile
Eriştik baş döndürücü doruklarına düşlenen dünyanın
Sonsuza dek arzu ve tutkuyla yüklü
Bir açlık var daha doyurulmamış
Yorgun bakışlarımız hala başı boş geziniyor ufukta
Çakılıp kaldığımız halde bu yolun üzerine defalarca

Çimler daha yeşildi
Işık daha parlaktı
Tatlar daha güzeldi
Harika geceler
Dostlarla çevrili
Kızaran şafak sis akan su
Sonsuza akan ırmak
Sonsuzluga dek

 

R.C. Güren’den alternatif açıklama

Bizler gencecik insanlarken,
her şeyin mümkün olabileceği,
hayallerimizin çağladığı ve sınır tanımadığı
O mucizevi dünyamızın ufkunun ardında bir yerlerde
Kaderin çanları çalmaya başlamıştı bile.

Acayip şenlikli bir durum var ortada. Güle oynaya yaşanılası, gıpta edilesi, her şeyin mümkün olduğu, zihnin ve hayal gücünün sınır tanımadığı, gençken yaşadığımız bu yerin ötesinde hüküm verilmeye başlanmıştı. Hayata o kadar asılmıştık ki, o kadar bir hızla kaptırmıştık ki kendimizi, hayallerimiz bile gerimizde kaldı. O mucizevi dünyanın minik (neden minik bilmiyorum), masum , şirin yaratıkları bizleri, o dünyanın kıymetini bilmeye ve onu heba etmemeye çağırmış, ve onu, ondan vazgeçip, şaşaalı ama çürüyüp yok olması kaçınılmaz bir dünyaya değişmememiz için çırpınmışlardı.

Çimen daha bir yeşil,
Işık daha bir parlaktı,
Etrafın dostlarla çevrildiğinde
Geceler masala çalardı.

Sonra Waters’e bile kıç attıracak bir ifade, o masumiyeti terk etmiş olmanın verdiği huzursuzluğu, yitik cennete kaçma arzusunu, ‘ana rahmine dönme arzusunu’ anlatan:
“Steps taken forwards but sleepwalking back again”, ileriye atılan adımlar ama sonra uyurgezer adımlarla geriye dönüş.
Ya da bilinçle ileriye doğru atılalan adımlar ama bilinçaltında geldiğin yere dönme arzusu.

“Encumbered forever by desire and ambition
There’s a hunger still unsatisfied “
Bu maddi dünyanın arzu ve hırslarıyla ne kadar bulansan da, gözün başka bir şey görmez olsa da, içten içe hala bir ruh açlığı.

En sonunda da gııy gıııyyyyyyy diye minörden solo girer.

Okan hakkında

PinkFloydTurk.Net admini, Floyd fanı, müziksever, eski ses mühendisi, amatör astrofotoğrafçı.

26 Nisan 2007 tarihinde The Division Bell içinde yayınlandı ve , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin. 4 Yorum.

  1. Öncelikle çeviride anlam bütünlüğü açısından kritik hatalar olduğunu söylemeliyim. Pink Floyd şarkılarını çevirirken ingiliz edebiyatına oldukça hakim olmanız gerekiyor. Spesifik olarak bu şarkının sözleri çok dikkatli çevirilmeli. Şarkının sözlerine üstte yapmış olduğunuz çeviri ile baktığınızda, altında yapmış olduğunuz alternatif açıklama makul görülebilir. Ancak sizi temin ederim ki bu şarkının sizin değindiğiniz konu ile hiçbir alakası yoktur. Öyle sanıyorum ki; High hopes’un işlediği temayı, şarkıda anatılan konuyu bilip; şarkının sözlerini doğru yorumlayıp anlayabilen insanların sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

    Liked by 1 kişi

    • Beğenmemiş olabilirsin eyvallah. Oturup bu kadar uzun eleştireceğine kendi fikrini, önerini yazsana da Rüştü Cüneyt Güren’in yorumu gibi altına ekleyelim.
      Ayrıca umarım o bir elin parmakları arasında Polly Samson’da vardır. Bir iki kitabı var ama İngiliz edebiyatı ustası olduğunu da bilmiyordum.

      Beğen

  2. Yasin Ergül

    Öncelikle çeviri yapmayacağım ancak anlatılmak isteneni kendi görüşümle kısaca yorumlayacağım.

    Şarkı hatta albüm teması, bir insanın doğumundan ölümüne giden süre içerisinde çocuklukta var olan ancak yetişkinliğe geçerken kaybedilen yetileri anlatıyor. Özellikle yeti kelimesini kullandım çünkü bunlar yetişkinlerin sahip olamadığı özel bir güç, kabiliyet, dolayısıyla özel bir yetenek. Renklerin daha canlı gelmesi, tatların daha yoğun ve güzel olması, sonsuz ve özgür bir hayal gücü (hiç bir düşünce ve toplumsal yapıdan etkilenmemiş tertemiz bir düşünce özü ile üretilen…) Aslında çocukların sahip oldukları, yaşamın mucizesinin farkında olma ve sonuna kadar tadını çıkartma yeteneği. Bu yüzden bilinçaltımız bir uyurgezer gibi bizi o günlere geri götürmek, beynimizin yaşadığı o zamanki hazlara ulaştırmak ister.

    İnsan doğası, fiziki olarak da merakından dolayı düşünsel olarak da hep ileriye akar. Hayaller bir nevi hedeflere en yükseklere ulaşma arzusuna ve zaman geçtikçe de umutlara dönüşür.

    Yaşam ise, Bu büyük umutlar ile, arkamızda bıraktığımız saf çocukluk hazzının ayrımındaki ikilemde akar gider.

    Beğen

  3. Serdar küçükçirkin

    Hocam elinize emeğinize sağlık. Her iki çeviri alt alta okununca resim baya açıldı.

    Çimenlerin hala yeşil olduğu dünyalarda görüşmek üzere..

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın