More Film Müziği Türkçe Sözleri

Cirrus Minor

(Kuzey Kutup Yıldızı)

(Waters) 5:16

Nehir kenarındaki kilise bahçesinde,
Günortası puslu tembelliğinde, Çimlerde kahkalar ve otlayanlar.
Yeşil kuş, yalnızsın
Şarkında ve uçuşunda,
Gülüşünde ve ayrılışında.

Söğüt salkımları suya doğru,
Nehir kızlarıyla daglalanır,
Sazlıklarla birlikte nehir tortusunda.
Cirrus Minor’a (yıldız’a) seyahatte,
Krater gören güneşte
Ay ışığının bin mil sonrası.

The Nile Song – Nil Şarkısı

I was standing by the Nile
Nil’in yanında duruyordum

When I saw the lady smile
Bayan’ın gülüşünü gördüğümde

I would take her out for a while
Bir süre onunla olabilirdim

For a while
Bir süre

Oh, my tears wept like a child
Oh çocuk gibi ağladım.

How her golden hair was blowing wild
Nasıl altın saçları rüzgarda uçuyordu

Then she spread her wings to fly
Derken kanatlarını açtı uçmaya

For to fly
Uçmaya

Soaring high above the breezes
Yüksek esintilerde uçuyor

Going always where she pleases
Hep mutlu ettiği yerlere doğru

She will make it to the islands in the sun
Güneşteki adalara doğru yapacak

I will follow in her shadow
Onun gölgesini takip edeceğim

As I watch her from my window
Penceremden takip ettikçe

One day I will catch her eye
Bir gün onunla gözgöze geleceğim

She is calling from the deep
Derinlerden çağırıyor

Summoning my soul to endless sleep
Sonsuz uyku için ruhumu çağırıyor

She is bound to drag me down
Beni aşağı sürüklemeye mecbur

Drag me down
Aşağılara sürüklemeye

 

Crying Song – Ağlayan Şarkı

(Waters)

We smile and smile
Güleriz biz,güleriz

We smile and smile
Güleriz biz,güleriz

Laughter echoes in your eyes
Gülümseyen yankılar var gözlerinde…

We climb and climb
Tırmanırız biz,tırmanırız

We climb and climb
Tırmanırız biz,tırmanırız

Footfall softly in the pines
Çam ağaçlarındaki zarif ayak sesleri…

We cry and cry
We cry and cry
Ağlarız biz,ağlarız

Sadness passes in a while
Bir an üzülürüz…

We role and role
Biz karakterleriz,

We role and role
Biz karakterleriz,

Help me role away the stone
“taş” karakterli olmaktan kaçmama yardım et.

Green Is The Colour – Yeşil Onun Rengidir

(Waters)

Heavy hung the canopy of blue
Mavi gökkubbede ağırlık asılı

Shade my eyes and I can see you
Gözlerimi koruyor ve seni görebiliyorum

White is the light that shines through the dress that you wore
Beyaz ışık elbiseden parlayan

She lay in the shadow of a wave
Dalganın gölgesinde yatıyor

Hazy were the visions of her playing
Pusluydu oyununun görüntüsü

Sunshine on her eyes but moonshine made her blind every time
Gözlerindeki güneş ışığı vardı ama ay ışığı kör yaptı her seferinde

Green is the colour of her kind
Yeşil onun rengidir

Quickness of the eye deceives the mind
Gözlerin hızı zihni aldatır

Envy is the bond between the hopeful and the damned
Kıskançlık umut ile lanet arasında bir bağdır

Cymbaline

(Waters) 

The path you tread is narrow and the drop is shear and very high
Bastığın patika dar ve geçiş sarp ve çok yüksek

The ravens all are watching from a vantage point near by
Kuzgunların hepsi yakındaki gözetleme yerinden sana bakıyor

Apprehension creeping like a choo-train up your spine
Korkun tren gibi omurgandan yukarı sürünüyor

Will the tightrope reach the end; will the final cuplet rhyme
Gerili ip sona ulaşacak mı, son kafiyelenecek mi

And it’s high time
Ve bu tam zamanı

Cymbaline
It’s high time

Bu tam zamanı
Cymbaline

Please wake me
Lütfen beni uyandır

Butterfly with broken wings is falling by your side
Kırık kanatlarla uçan bir kelebek yanına düşüyor

The ravens all are closing in there’s no where you can hide
Kuzgunların hepsi saklanacak yer olmadığı için içerdeler

Your manager and agent are both busy on the phone
Menajerin ve ajanın telefonla meşgul

Selling colored photographs to magazines back home
Evdeki dergilere renkli fotolar satıyorlar

And it’s high time
Ve bu ileri zaman

Cymbaline
It’s high time
Bu ileri zaman

Cymbaline
Please wake me
Lütfen uyandır beni

The lines converging where you stand they must have moved the picture plane
Çizgiler durduğun yerde birleşiyor, resim düzleminde gitmiş olmalılar

The leaves are heavy around your feet you hear the thunder of the train
Yapraklar ayağının etrafında ağır, trenin gürlemesini duyuyorsun

Suddenly it strikes you that they’re moving into range
Aniden seni çarpıyor ki sıraya diziliyorlar

Doctor Strange is always changing size
Doktor Garip hep şekil değiştiriyor

And it’s high time
Ve bu ileri zaman

Cymbaline
It’s high time
Bu ileri zaman
Cymbaline

Please wake me
Lütfen uyandır beni

And it’s high time
Ve bu ileri zaman

Cymbaline
It’s high time

Bu ileri zaman
Cymbaline

Please wake me
Lütfen uyandır beni

Ibiza Bar

Im so afraid of the mistakes that i made
Çok korkuyorum yaptığım hatalardan dolayı

Taking every time that i wake
Her Uyandığım zaman onları hatırlamaktan

I feel like a cardboard and cut out man
Kendimi kartondan ve parça parça kesilmiş adam gibi hissediyorum.

So give me a time when the characters rhyme and the storyline is kind.
Bu yüzden bana biraz zaman ver karakterler uyduğunda ve hikaye iyi olduğunda

I’ve aged an age since the first page,
İlk sayfadan beri bir yaş yaşlandım.

Ive lived every line that you wrote
Yazdığın her satırda yaşadım şimdiye kadar

Take me down, take me down, from the shelf above your head
Beni götür,beni götür, raflardan alıp tam kafanın üstüne

So give me a time when the characters rhyme and the storyline is kind.
Bu yüzden bana biraz zaman ver karakterler uyduğunda ve hikaye iyi olduğunda

I live where I am left on the shelf like the rest,
Kaldığım yerde yaşıyorum diğerleri gibi,

And epilogue reads like a sad song
Ve sonu hüzünlü bir şarkı gibidir

Please pick-up your camera and use me again and built me a time
Lütfen kap kameranı ve beni kullan yine ve bana zaman yarat

So give me a time when the characters rhyme and the storyline is kind.
Bu yüzden bana biraz zaman ver karakterler uyduğunda ve hikaye iyi olduğunda

Seabirds – Deniz Kuşları

(Waters)

Waters’ın More film müziği için besteleyip parti sahnesinde çalmasına rağmen albümde olmayan parça.

Mighty waves come crashing down,
Güçlü dalgalar çarpıyor

The spray is lashing high into the eagle’s eye
Sprey kartalın gözüne çarpıyor

Shrieking as it cuts the devil wind,
Şeytan rüzgarı kesince acıyla bağırıyor

is calling sailors to the deep
Kayıkçıları derinlere çağırıyor

But I can hear the sound of seabirds in my ear
Ama kulaklarımda martıların seslerini duyabiliyorum

Surf is high an’ the sea is awash
Sörf yükseklerde ve deniz dalgalı

An’ a haze of candy floss, glitter and beads
Ve ipek mumun sisi, parlak ve boncuklu

Rock that we sat on and watched in the sun
Oturduğumuz yeri salla ve güneşi izle

That was hot to touch
Dokunmak için sıcaktı

And the sea was emerald green
Ve deniz zümrüt yeşiliydi

I can hear the sound of seabirds in my ear
Ama kulaklarımda martıların seslerini duyabiliyorum

And I can see you smile
Ve gülümsemeni görebiliyorum

Surf comes rushing up the beach
Sörf kumsalda hızla geliyor

Now will it reach the castle wall and will it fall
Kale duvarına ulaşacak ve düşecek

Catfish dappled silver flashing
Yayın balığı gümüş parlaklık benekli

Dogfish puffing bubbles in my deep
Köpek balığı derinlerde baloncuk üflüyor

 

A Spanish Piece-Bir İspanyol Parçası

(Gilmour)

Pass the tequila, manuel
Tekilayı geç artık,manuel

Listen, gringo, laugh at my lisp and i kill you
Dinle,gringo,peltek oluşuma gül,seni öldüreyim!

I think
Bence,

This spanish music
Bu ispanyol müziği,

It sets my soul on fire
Ruhumu ateşlerin içine atıyor.

Lovely seniorita
Sevgili bayan

Your eyes are like stars
Gözleriniz yıldızlar gibi

Your teeth are like pearls
Dişleriniz de sanki elmaslar,

Your ruby lips
Yakut renginde dudaklarınız..

http://ceviri.alternatifim.com”dan alınmıştır.

Okan hakkında

PinkFloydTurk.Net admini, Floyd fanı, müziksever, eski ses mühendisi, amatör astrofotoğrafçı.

25 Aralık 2010 tarihinde Albümlerin Türkçe Sözleri içinde yayınlandı ve , , , , , , , , , , , , , , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin. Yorum yapın.

Yorumlar kapalı.